8 Haziran 2015 Pazartesi

Beni bekleme kaptan!

anladığım kadarıyla
her şeyi yapabilecek kadar büyük,
bir şeyleri yapamayacak kadar küçükmüşüm...
bu zamanlar,
Don Kişot'u bir roman kahramanı olarak değil de
yazım yanlışı yapılmış bir pazarcı esnafı tabelası olarak algıladığım
bir şeyin karşıtının hep hüzün vermek zorunda olduğu
hüzün düzeyimin ülkenin kişi başına düşen milli gelirinin üstünde olduğu
içimin içime büyük geldiği
zamanlar...
beni insanlar büyüttü
elleriyle değil, dilleriyle...
ağzımın ucunda durur da bir cümleye yerleştiremem kelimeleri.
belki de kitaplar yazarım ardına
ama bıraktığım gibi asla bulamam seni,
türkünün birinde bahsin geçiyordu, sonra fark ettim ki
söyleyen de dertliydi dinleyen de.
velhasıl ne ben anlatabilirim, ne de siz anlayabilirsiniz
okyanusun maviliğinin üstünde,
taşı tam ortasına atıyorum geminin, batıyorum!